fixated ne demek?
- Stabilize olan
- Dengelenen
- Düzgünce yerine yerleştirilen
- Düşünceyle hakim olunan
stabilize
- Düz duruma getirilmiş.
- Sağlamlaştırılmış.
- Silindirle sıkıştırılmış (toprak yol).
- To become stable or steady.
- Make stable and keep from fluctuating or put into an equilibrium; 'The drug stabilized her blood pressure'; 'stabilize prices'.
- Support or hold steady and make steadfast, with or as if with a brace; 'brace your elbows while working on the potter's wheel'.
- Become stable or more stable; 'The economy stabilized'.
- Stabilized.
- Make stable and keep from fluctuating or put into an equilibrium; 'The drug stabilized her blood pressure'; 'stabilize prices' become stable or more stable; 'The economy stabilized'.
- Or stabilizing means the placing of any bid, or the effecting of any purchase, for the purpose of pegging, fixing, or maintaining the price of a security.
fixate
- Gözlerini dikmek
- Sabitleştirmek
- Katılaştırmak
- Takmak, bağlamak
- Yapıştırmak
fixation
- Sabit ve oynamaz hale getirme
- Bağımlılık
- Bkz. fiksasyon
- Marazi bağlılık, düşkünlük
- Sabitleşme
- Tespit, katılaşma.