fevk ne demek?
- Üst
Yüz kartalın kanadından daha kuvvetli kanatlarla bulutların fevkine çıktık.
Y. K. Karaosmanoğlu - Yukarı.
- Üst. Üst taraf. Yüksek derece. Yukarı.
- Superior, higher in rank or position.
üst
- Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı, fevk, alt karşıtı
- Bir şeyin görülen yanı, yüzü
- Bir şeyin dış yüzü, yüzey
- Giyecek, giysi.
- Birine göre yüksek aşamada olan kimse, mafevk.
- Vücut, beden.
- Artan, geriye kalan bölüm
- İlgilenilen, üzerinde durulan konu.
- Bir niceliğin sağüst köşesine, kaçıncı kuvvete yükseltileceğini göstermek için yazılan sayı.
- Exponent.
fevk at tabia
- Bk. doğaüstü
fevkalade
- Bkz. olağanüstü
- Alışılmış olandan ayrı, olağanüstü, beklenmedik, görülmedik, işitilmedik
- Aşırı, çok fazla
- "Çok iyi, çok üstün, çok güzel" anlamlarında beğeni ifade eden bir söz.
- Adetin fevkinde. Ayrıca, hususi surette. Bilinenlerin üstünde. Müstesna ve yüksek bir surette. (Osmanlıca'da yazılışı: fevkalâde)
- Extraordinary.
- Marvellous.
- Marvelous.
- Remarkable.
- Exceptional.