fevkalade ne demek?
Kökeni: Arapça
- Alışılmış olandan ayrı, olağanüstü, beklenmedik, görülmedik, işitilmedik
Çok güzel bir kadın, kumral, orta boylu ama çok mütenasip, fevkalade endamlı.
R. H. Karay - Aşırı, çok fazla
Eski kâtibe, şimdi fevkalade şık giyiniyormuş.
H. Taner - "Çok iyi, çok üstün, çok güzel" anlamlarında beğeni ifade eden bir söz.
- Adetin fevkinde. Ayrıca, hususi surette. Bilinenlerin üstünde. Müstesna ve yüksek bir surette. (Osmanlıca'da yazılışı: fevkalâde)
- Bkz. olağanüstü
Extraordinary.
Marvellous.
Marvelous.
Remarkable.
Exceptional.
Wondrous.
Out of this world.
Exceptionally.
Supremely.
Fantastically.
Par excellence.
Wonderful.
Great.
Very good.
Unusually.
Extraordinarily.
Exceedingly.
Excellent.
Superb.
Unusual.
Above.
Out of the cap.
Dreamy.
Fantastic.
Far out.
Golden.
Grand.
Paramount.
Phenomenal.
Shining.
Surpassing.
olağanüstü
- Alışılmıştan, benzerlerinden farklı olan, fevkalade
- Beklenmedik bir zamanda yapılan, önceden tasarlanmamış olan, fevkalade
- Büyük bir hayranlığa yol açan, harikulade
Extraordinary.
Extreme.
Supernatural.
Supernormal.
Incredible.
Exceptional.
Remarkable.
fevkalade amortisman
- Bk. olağanüstü amortisman
- Bk. olağanüstü aşınma payı
fevkalade bütçe
- Bk. olağanüstü bütçe
- Bk. olağanüstü ödenektik