feryat etmek ne demek?
- Yüksek sesle haykırmak
Feryat ederek gözlerini açan Satılmış, şaşkın şaşkın etrafına bakınıyordu.
E. E. Taluİnsan tehlike karşısında ancak ana diliyle feryat edebiliyor.
N. Hikmet - Büyük bir yokluk, zarar ve sıkıntı içinde bulunmak.
İstanbul, susuzluktan feryat ediyor.
- Çığlık çığlık bağırmak, haykırmak.
To cry.
Howl.
Shriek.
Squall.
Wail.
yüksek
- Altı ile üstü arasındaki uzaklık çok olan
- Belirli bir yere göre daha yukarıda bulunan
- Güçlü, etkili, şiddetli.
- Derece veya makamı bakımından üstün.
- Normal değerlerin üstünde olan, çok
- Erdemli, faziletli.
- Toplum içinde para, ün vb. bakımından üstünlüğü olan.
- Yukarıda, üst tarafta olan yer
Elevated.
Exalted.
feryat eden
Wailing.
feryat figan
- Haykırarak, ağlayarak
Wailing.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
Step.
Say.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
feryat edenferyat figanferyat figan etmekferyat koparmakferyatferyatçıferyatı basmakferyadferyadbahşaferyadhanferyadı andelibferyadı basmakferyfery yüksekısıölçeriferfer de lanceFer de Lancevirüsüferaferaceetmeketmek yapmaketmeetme bulma dünyasıetme bulursun, inleme ölürsünetme bulursun, inleye inleye ölürsünetme eyleme