ferdari ne demek?
Kökeni: Farsça
- Bilgi veren.
- Bilgi aktaran.
bilgi
- İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü, bili, malumat.
- Öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile elde edilen gerçek, malumat, vukuf
- İnsan zekâsının çalışması sonucu ortaya çıkan düşünce ürünü, malumat, vukuf.
- Genel olarak ve ilk sezi durumunda zihnin kavradığı temel düşünceler, malumat.
- Bilim.
- Kurallardan yararlanarak kişinin veriye yönelttiği anlam.
- Bireylerin öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile çaba sarfederek elde ettiği olgular.
- Bireylerin herhangi bir çaba sarfetmeksizin ulaştığı dışardan verilen olgular.
- Doğanın nesne ve olayları üzerinde kuramsal ya da görgül yoldan öğrenilen şey.
- Renkli televizyonda, parlaklık ve renkliliği belirleyen radyoelektrik imlerin nitel etkeni.
ferdar
- Güce, saygınlığa sahip (kimse).
ferda
- Gelecek zaman, yarın.
- Erte, yarın.
- Yarın, gelecek zaman, ati, ahiret, öbür dünya.
- Öbür dünya, ahiret.
- Yarın.
- Gelecek.
- Bugünden sonraki gün.
- Tomorrow, the following day.