fırsatı ganimet bilmek ne demek?
- Çıkan fırsattan en iyi biçimde yararlanmak.
Fırsatı ganimet bilen İbrahim Ağa, soluğu doğru Eminönü'nde aldı.
Hüseyin Rahmi Gürpınar - Seize the opportunity.
fırsatı değerlendiren kimse
- Opportunist.
fırsatı değerlendirmek
- Seize the opportunity.
ganimet
- Savaşta düşmandan zorla ele geçirilen mal.
- Bir rastlantı sonucu ele geçen kazanç veya imkân.
- Yağma sonrasında elde kalan mal, çalıntı.
- Beklenmedik kazanç veya olanak.
- Kafirlerle yapılan savaş sonucu ele geçirilen mal, para, silah gibi metalar. İslami usullere göre tasnif edilip, beytülmale, fakirlere, yoksullara ve mücahitlere dağıtılır.
- Düşmandan alınan mal.
- Harpte düşmandan alınan mal.
- Booty.
- Plunder.
- Spoil.
bilmek
- Bir şeyi anlamış veya öğrenmiş bulunmak
- Bir bilim veya sanat dalında yeterli olmak
- Bir iş yapmaya alışmış olmak, elinden gelmek.
- Tanımak, hatırlamak
- Sanmak, varsaymak, farz etmek
- Sorumlu tutmak.
- İnanmak
- İşine gelmek, uygun bulmak.
- Herhangi bir şeyi, başka şeylerden ayırmaya yarayacak biçimde öğrenmiş olmak.
- Be onto.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
fırsatı değerlendiren kimsefırsatı değerlendirmekfırsatı kaçırmakfırsatı kaçırmamakfırsatın üstüne atlamakfırsatını düşürmekfırsatfırsat beklemekfırsat bilmekfırsat bu fırsatfırsat buldukçaganimetganimet almakganimet malıganimet olarak almakganimet olarak elde edilen paraganimeganimedesganimenganimganigani ganigani gönüllügangan organ shmuelganagana spiekis