el kapısı ne demek?
- Aile ocağının dışında muhtaç olunan, gelir, geçim sağlayan, başkalarına ait olan yer
El kapısı kızcağızın öyle canına yetmiş ki, soğan ekmeğe bile razı.
H. Taner - Yabancı ülke.
- Another's house.
el kapısına düşmek
- Yabancıya muhtaç olmak: Başından nasıl bir sergüzeşt geçmişti de böyle el kapılarına düşmüştü? -R. H. Karay.
el kadar
- Çok küçük, küçücük
kapı
- Osmanlı Devleti'nde resmi görev yeri
- Bir yere girip çıkarken geçilen ve açılıp kapanma düzeni olan duvar veya bölme açıklığı.
- Bu açıklıktaki açılıp kapanan kanat
- Devlet dairesi.
- Gelir, geçim, kısmet sağlayan yer, kaynak veya imkân
- Tavla oyununda iki pul üst üste getirilerek karşı oyuncunun o haneyi kullanmasına engel olunan yer.
- Gidere yol açan gereksinim.
- Ev gezmesi için gidilen yer.
- Door.
- Portal.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
el kapısına düşmekel kadarel kaldırmakel kantarıel kararıelelel açmakel adamıel ağzına bakan, karısını tez boşarel alel alameinel alemel aletiel alıcısıee 6 banyoe 6 prosese ağe boatkapısı açıkkapısı açık olmakkapısına kilit vurmakkapısını aşındırmakkapısını çalmakkapısızkapısız kalmakkapısız leventkapısalkapıkapı açmakkapı adresikapı ağasıkapı ağzı