ehliyet vermek ne demek?
- Qualify
qualify
- Yeterli hale getirmek
- Yetki vermek
- Hakkını vermek
- Seçmelerde kazanmak, finale çıkmak
- Hak kazanmak, ehliyet kazanmak
- Ehliyet vermek
- Kısıtlamak, sınırlandırmak
- Değerlendirmek
- Nitelendirmek, nitelemek
- Hafifletmek
ehliyet kespedebilir
- Qualifiable
ehliyet
- Sürücü belgesi.
- Ustalık, uzluk
- Bk. yaparlık
- Bk. yeterlik
- 1. işe yarar halde bulunuş, bir işi hakedebilecek durumda bulunuş, selahiyet, yetki. 2. mahirlik, iktidar, liyakat, kabiliyet, kifayet, mensubiyet. 3.iktidar, kabiliyet ve liyakat vesikası.
- Driver's licence.
- Driver's license.
- Driving licence.
- Licence.
- Competence.
vermek
- Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek
- Bırakmak veya bağışlamak
- Ondan bilmek, atfetmek
- Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek
- Döndürmek, çevirmek, yöneltmek
- Herhangi bir duruma yol açmak
- Eğlenceli toplantı düzenlemek, konuk çağırıp ağırlamak.
- Topluluk önünde sanatını göstermek, icra etmek.
- Verilen karşılıkla bir kimseyi söylediğine veya yaptığına pişman etmek
- Bring.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
ehliyet kespedebilirehliyetehliyetini almakehliyetliehliyetli taksiciehliyetnameehliyetsizehliyetsizlikehliehli alemehli ankebutehli arzehli beytehlehl i divanehl i hibreehl i hibre ehl i vukufehl i salıbvermekvermek istememekvermeverme aralığıverme durumuverme hedefiverme kaynağıverver kaçver yiyeyim, ört uyuyayım gözle, canım çıkmasınveraveracious