eğreti almak ne demek?
- Ödünç almak.
ödünç
- İleride geri verilmek veya alınmak şartıyla alınan veya verilen şey.
- Karz. alan: müstakriz. ~ veren: mukriz. ~ verme: ikrâz.
- Loaned.
- Lent.
- Borrowed.
- As a loan.
- Accomodation.
- Loan.
eğreti asalak
- Çok kısa bir süre, o da karın doyurmak üzere konakçıya tırmanan, bunun dışında özgür yaşayan asalak; geçici asalak.
- Temporary parasite.
- Temporäre Parasit
- Parasite temporaire
eğreti ata binen tez iner
- Ödünç alınmış araçlarla girişilen işler çoğu kez yürütülemez.
- Ödünç alınmış araçlarla girişilen işler çok kez yürütülemez.
almak
- Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak
- Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak.
- Birlikte götürmek.
- Satın almak
- Ele geçirmek, fethetmek
- İçine sığmak.
- Kabul etmek.
- Kendine ulaştırılmak, iletilmek.
- Bk. çevirmek
- Take.