dumana boğmak ne demek?
- Duman içinde bırakmak
- (mecaz) bunaltmak, şüphe içinde bırakmak
Adamın kafasını katiyen aydınlatmamalı, karıştırmalı ve dumana boğmalısınız.
H. E. Adıvar - Smoke out.
duman
- Bir maddenin yanması ile çıkan ve içinde katı zerrelerle buğu bulunan kara veya esmer renkli gaz.
- Havalanan tozların veya sisin oluşturduğu bulanıklık.
- Kötü, yaman.
- Esrar.
- Bir uçun için de asılı küçük (0,1 -1 mikronluk) katı ya da sıvı taneciklerin oluşturduğu karışım.
- Yer çekimi etkisiyle yavaşça çöken, boyutları 0,1-5 mm çapındaki katı taneciklerin gaz evresinde dağılmalarından oluşan asıltı.
- Ateşten yükselen siyah is.
- Bir maddenin yanmasıyla çıkan kara ve esmer renkli gaz.
- Fum.
- Smoke.
dumanaltı
- Foggy.
duman
- Bir maddenin yanması ile çıkan ve içinde katı zerrelerle buğu bulunan kara veya esmer renkli gaz.
- Havalanan tozların veya sisin oluşturduğu bulanıklık.
- Kötü, yaman.
- Esrar.
- Bir uçun için de asılı küçük (0,1 -1 mikronluk) katı ya da sıvı taneciklerin oluşturduğu karışım.
- Yer çekimi etkisiyle yavaşça çöken, boyutları 0,1-5 mm çapındaki katı taneciklerin gaz evresinde dağılmalarından oluşan asıltı.
- Ateşten yükselen siyah is.
- Bir maddenin yanmasıyla çıkan kara ve esmer renkli gaz.
- Fum.
- Smoke.
boğmak
- Bir canlıyı, soluk almasına engel olarak öldürmek
- El, ip vb. ile bir şeyi çepeçevre sıkmak.
- Motorlu taşıtlarda fazla yakıt, motoru çalışmaz duruma getirmek.
- Renkler uygun düşmemek.
- Silik bir duruma getirmek, bastırmak
- Tamamıyla kaplamak, sarmak
- Peş peşe yapmak, bir kimseyi bir şeyin fazlasına eriştirmek veya uğratmak
- Bir durumu başka bir durum yaratarak örtmeye çalışmak
- Boğum yeri.
- Choke.