boğmak boğmak ne demek?
- Boğum boğum.
boğum
- Bkz. düğüm, gangliyon
- Boğulmuş, sıkılmış yer
- Parmak, kamış, saz vb. bitkilerin şişkince bölümü.
- İnce damarların veya sinirlerin yumak gibi toplandığı yer.
- Durağan dalgalarda titreşim genliğinin sıfır olduğu noktalar.
- Yaprakların gövde üzerinde bağlı oldukları yer. Nodyum.
- Node.
- Articulation.
- Joint.
- Knuckle.
boğmak
- Bir canlıyı, soluk almasına engel olarak öldürmek
- El, ip vb. ile bir şeyi çepeçevre sıkmak.
- Motorlu taşıtlarda fazla yakıt, motoru çalışmaz duruma getirmek.
- Renkler uygun düşmemek.
- Silik bir duruma getirmek, bastırmak
- Tamamıyla kaplamak, sarmak
- Peş peşe yapmak, bir kimseyi bir şeyin fazlasına eriştirmek veya uğratmak
- Bir durumu başka bir durum yaratarak örtmeye çalışmak
- Boğum yeri.
- Choke.
boğmaklı
- Boğmakları olan.
- (-i durum ekiyle kullanılan fiil).
boğmak
- Bir canlıyı, soluk almasına engel olarak öldürmek
- El, ip vb. ile bir şeyi çepeçevre sıkmak.
- Motorlu taşıtlarda fazla yakıt, motoru çalışmaz duruma getirmek.
- Renkler uygun düşmemek.
- Silik bir duruma getirmek, bastırmak
- Tamamıyla kaplamak, sarmak
- Peş peşe yapmak, bir kimseyi bir şeyin fazlasına eriştirmek veya uğratmak
- Bir durumu başka bir durum yaratarak örtmeye çalışmak
- Boğum yeri.
- Choke.