dolaysız söz ne demek?
- Direct speech.
direct
- Yöneltmek
- Yönlendirmek
- Yönetmek, idare etmek
- Direktif vermek, komuta etmek
- Emretmek
- Bkz. direkt
- Doğrudan doğruya, vasıtasız, araçsız
- İdare etmek, tanzim etmek
- Atfetmek
- Göstermek, aydınlatmak, irşat etmek, tevcih etmek, yöneltmek, çevirmek, doğrultmak
dolaysız sinema
- Ile televizyon çalışma yöntemlerinin bağdaştırılmasıyla ortaya çıkan sinema akımı. 1960 sularında ABD ile Kanada'da, özellikle Flaherty'nin eski alıcı yönetmeni Richard Leacock'un ön ayak olmasıyla gelişti.dolaysız sinema, bir yandan televizyonun canlı yayın yapan elektronik alıcısının uygulayımına, bir yandan televizyon için hazırlanan filmlerin uygulayımına dayanır. Ayrıca, sinemada öteden beri var olan haber filmlerinin, belgesel filmlerin deneylerinden yararlanır.dolaysız sinema, görüntü ile sesin, olayın ortaya çıktığı anda saptanmasına büyük önem verir. Televizyon filmi ve televizyon yayını çalışmalarına uygun olarak aynı anda birkaç alıcının birden aynı olayı değişik açılardan saptamasını da öngörür. Çalışma, büyük bir bölümüyle doğaçlamalı olarak yapılır; zaten saptanan olayların önceden belirlenmesi de olanaksızdır. Yönetmen ile alıcı yönetmeni aynı kişide birleşir. Yönetmen-alıcı yönetmeni, kurguyu, daha filmi çevirirken gerçekleştirmeye çalışır.
- Direct cinema, uncontrolled cinema.
- Unkontrollierten Film, "uncontrolled Cinema"
- Cinéma direct
dolaysız soru
- Bilgi almak istediği konuyu, açık anlam ve içeriğini dile getirecek biçimde araştıran soru. bkz. dolaylı soru.
- Direct question.
söz
- Bir düşünceyi eksiksiz olarak anlatan kelime dizisi, lakırtı, kelam, laf, kavil
- Bir veya birkaç heceden oluşan ve anlamı olan ses birliği, kelime, sözcük.
- Bir konuyu yazılı veya sözlü olarak açıklamaya yarayan kelime dizisi
- Kesinlik kazanmayan haber, söylenti.
- Bir işi yapacağını kesin olarak vadetme.
- Müzik parçalarının yazılı metni, güfte.
- Wordy.
- Word.
- Saying.
- Expression.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
dolaysız sinemadolaysız sorudolaysız sorulamadolaysız adresdolaysız altdeyimdolaysız anlatımdolaysız aşınma payıdolaysız aydınlatmadolaysızdolaysız bileşikdolaysız çarpımdolaysız çıkarım kurallarıdolaysız dalgadolaydolay kandaşlığıdolay kutupsaldolayıdolayı dolayısözsöz açmaksöz akımısöz almaksöz altında kalmamaksöz anlamaksöz anlamazsöz anlatmaksöz anlayan beri gelsinsöz aramızdasöbesöbe penceresöbeksöbüksöbüktekin