dolaysız çıkarım kuralları ne demek?
- Tek öncüllü tasımsal çıkarımlardan hangilerinin gevşek hangilerinin sıkı geçerli olduğunu dile getiren kurallar.
dolaysız
- Doğrudan doğruya olan, vasıtasız, bilavasıta.
- Araya herhangi bir araç girmeden
- Direct.
- Firsthand.
- Unequivocal.
dolaysız adres
- Direct address
çıkarım
- Kanıta dayanarak bir sonuca varma
- Çıkarma işi.
- Belli önermelerin kabul edilen veya gerçek olan doğruluklarından, yanlışlıklarından, başka önermelerin kabul edilen veya gerçek olan doğruluklarını, yanlışlıklarını çıkarma, istidlal.
- Bir ülkede, tahvil ve bono, hisse senetleri gibi değerlerin birinci elden piyasaya sürülmesi.
- Devletin yetki verdiği bankanın piyasaya para çıkarması.
- Aynı türden iki niceliğin sayısal değerlerinden birinin ötekinden arta kalanı.
- Verilmiş bir ya da daha çok önermeden sonuç çıkarma edimi. Doğruluğu doğrudan doğruya bilinmeyen bir önermenin, doğru olarak kabul edilmiş olan başka önermelerle bağlantısına dayanarak doğruluğunu çıkarma işlemi. Şu biçimde de söylenebilir: "Belli önermelerin kabul edilen ya da gerçek olan doğruluklarından ya da yanlışlıklarından, başka önermelerin kabul edilen ya da gerçek olan doğruluk ya da yanlışlıklarını çıkarmak." Önce gelen önerme ya da önermeler doğru ise çıkarılan sonuç da doğrudur, yanlışsa sonuç da yanlış olur.çıkarımın kendisinin yanlış olması söz konusu değildir: Bütün iki bacaklılar insandır. Kuş iki bacaklıdır. Kuş insandır.Buradaçıkarım doğru yapılmıştır; ama yanlış olan birinci önermeden çıkan sonuç da yanlış olmuştur. // İki türlüçıkarım vardır: Bir öncüllüçıkarım-dolaysızçıkarım: Tek bir önermeden -> evirme -> tersevirme ya da -> altıklık yoluyle yapılançıkarım. Çok öncüllüçıkarım (tasım) -dolaylıçıkarım: Aralarında ortak bir -> orta terimin bulunmasiyle birbirine bağlanabilen iki ya da daha çok önermeden yapılançıkarım, bkz. tasım
- Inference, illation.
- Issue.
- Difference.
kural
- Ilke, prensip
- Temel ana kaynak madde
- Bir sanata, bir bilime, bir düşünce ve davranış sistemine temel olan, yön veren ilke, nizam.
- Davranışlarımıza yön veren, uyulması gereken ilke
- Dil olayları arasındaki düzen: Ünlü uyumları, ünsüz uyumu gibi.
- Araç, silah
- Rule.
- Regulation.
- Statute.
- Code.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
dolaysızdolaysız adresdolaysız altdeyimdolaysız anlatımdolaysız aşınma payıdolaysız aydınlatmadolaysız bileşikdolaysız çarpımdolaysız dalgadolaysız dengelemedolaydolay kandaşlığıdolay kutupsaldolayıdolayı dolayıçıkarımçıkarım basıölçeriçıkarım düzeniçıkarım fiyatıçıkarım hacmiçıkarım imiçıkarım kalıbıçıkarım kalıplarıçıkarım kazancıçıkarım kuralıçıkarı için gizlice hareket etmekçıkarı olanlarçıkarı olmakçıkarı olmamakçıkarıcı