dolaysız adres ne demek?

  1. (en)Direct address

direct

  1. Yöneltmek
  2. Yönlendirmek
  3. Yönetmek, idare etmek
  4. Direktif vermek, komuta etmek
  5. Emretmek
  6. Bkz. direkt
  7. Doğrudan doğruya, vasıtasız, araçsız
  8. İdare etmek, tanzim etmek
  9. Atfetmek
  10. Göstermek, aydınlatmak, irşat etmek, tevcih etmek, yöneltmek, çevirmek, doğrultmak

dolaysız altdeyim

  1. Bir düzgün deyimindolaysız altdeyim'i, bu deyimin ya anayöneteni ya da anayönetileni olan bir deyim demektir. Örn. (…)
  2. (en)Immediate sub-expression.
  3. (fr)Sous-expression immédiate

dolaysız anlatım

  1. Bir sözün, dolaylı anlatımda olduğu gibi herhangi bir değişikliğe uğratılmadan, söylendiği gibi verilmesi. «Biliyor musun» dedi, Karşı tarafta bir daire boşalmış, bu sabah kiralık levhası gördüm, eğer hâlâ evden çıkmayı arzu ediyorsan gidip bakabiliriz. Eğer yazarlığa devam edeceksen, evde işlerini yapan bir kadın olması lazımdır, dedi. Bir Amerikalı kadın gazetecinin sözünü okumuştum, diyordu ki: Her başarılı iş kadınının arkasında ev işlerini yapan bir başka kadın vardır. Bize şunları hatırlattı: Vereceğiniz kararlarda çok etraflı düşünmelisiniz. vb. bk. dolaylı anlatım.
  2. (en)Direct speech.
  3. (fr)Discours direct

adres

  1. Kurum veya kuruluşun bulunduğu yer
  2. Kişinin sık olarak gittiği yer
  3. Hedef gösterilen yer
  4. Bir kimsenin arandığında bulunabileceği yer
  5. Gönderilen bir şeyin üzerine, alıcının adını ve bulunduğu yeri bildirmek için yazılan yazı.
  6. (en)Address.
  7. (en)Direction.
  8. (en)Take for a ride.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

dolaysız altdeyimdolaysız anlatımdolaysız aşınma payıdolaysız aydınlatmadolaysız bileşikdolaysızdolaysız çarpımdolaysız çıkarım kurallarıdolaysız dalgadolaysız dengelemedolaydolay kandaşlığıdolay kutupsaldolayıdolayı dolayıadresadres ailesiadres alanıadres almaadres anayoluadres aralıklarıadres ayırıcıadres ayrıntılarıadres bandıadres bloğuadrectaladrefutadrektaladremadren
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın