does not equal ne demek?
- Eşit değil
eşit
- Yapı, değer, boyut, nicelik ve nitelik bakımından birbirinden ne artık ne eksik olmayan (iki veya daha çok şey), müsavi
- Aynı haklardan yararlanan, aynı düzeyde olan (kimse)
- Niteliği, değeri, biçimi, görünüşü bir olan.
- Aynı düzeyde olan.
- The same.
- Is equal to.
- Replica.
- Identical.
- Analogous.
- Duplicate.
does not apply
- Ilgisiz, alakasız
does not matter a farthing
- Hiç önemli değil
not
- Bir şeyi hatırlamak için yazılan kısa yazı
- Okullarda öğrencinin dersle ilgili bilgi ve beceri düzeyini göstermek üzere öğretmenlerce verilen sayı, derece.
- Bir şeyin niteliği üzerine edinilen kanı.
- Bk. yazıntı
- Safhaları ve soruşturma aşamalarının kaydedilmesi suretiyle, hem kolluğun yaptığı faaliyetlerin mahkeme safhasında ispatlanmasını hem de aradan uzun zaman geçse bile en ufak ayrıntıların hatırlanmasını sağlayan bir doküman.
- Okullarda öğretmenlerce her öğrencinin başarısı üzerinde edinilen kanıyı, varılan yargıyı gösteren değer.
- Mark, degree.
- Grade.
- Note.
- Mark.
equal
- Eşit
- Aynı düzeyde
- Equal to the task: işin ehli
- Denk
- Eşdeğerde olmak, muadili olmak.
- Eşit olmak, bir olmak
- Eşdeğerli, muadil
- Dengeli muvazeneli
- Ehil olan
- Aynı miktarda.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
does not applydoes not matter a farthingdoesdoes it burndoes it come with instructionsdoes it hurt when you chewdoes it hurt when you swallowdoes it need to be cookeddoes it ring a belldoes someone here speak englishdoedoernotnot a bitnot a bloody soulnot a dogs chancenot a dregnot a fewnot a jotnot a littlenot a mite leftnot a patch onnono absorbable sutures materialsno accessno access to car decksno account