does not matter a farthing ne demek?
- Hiç önemli değil
hiç
- Olumsuz yargılı cümlelerde fiilin anlamını pekiştiren bir söz.
- Soru cümlelerinde belirsiz bir zamanı anlatan bir söz.
- Bir soruya açık bir cevap verilmek istenmediğinde cevap cümlesinin başına getirilen bir söz.
- Boş, değersiz, önemsiz olan şey veya kimse.
- F.Değersiz, kıymetsiz. Yok olan, yok denecek kadar az olan.
- Nothing.
- Not a whit.
- At all.
- Not a dreg.
- Not an iota.
does
- Yapmak, etmek; tamamlamak, meydana getirmek; neden olmak; düzenlemek, temizlemek; rolünü üstlenmek; ilgilenmek; uymak; ayağını kaydırmak; dolandırmak (Argo)
- Do'nın 3'üncü tekil şahsı.
does it burn
- Yakıyor mu
not
- Bir şeyi hatırlamak için yazılan kısa yazı
- Okullarda öğrencinin dersle ilgili bilgi ve beceri düzeyini göstermek üzere öğretmenlerce verilen sayı, derece.
- Bir şeyin niteliği üzerine edinilen kanı.
- Bk. yazıntı
- Safhaları ve soruşturma aşamalarının kaydedilmesi suretiyle, hem kolluğun yaptığı faaliyetlerin mahkeme safhasında ispatlanmasını hem de aradan uzun zaman geçse bile en ufak ayrıntıların hatırlanmasını sağlayan bir doküman.
- Okullarda öğretmenlerce her öğrencinin başarısı üzerinde edinilen kanıyı, varılan yargıyı gösteren değer.
- Mark, degree.
- Grade.
- Note.
- Mark.
matter
- Mesele, durum
- İltihaplanmak
- Önemi olmak, önemli olmak
- Konu
- İş, husus, mesele
- Madde, cisim
- Vesile
- Fark, önem
- Öz
- Yaklaşık miktar
Türetilmiş Kelimeler (bis)
doesdoes it burndoes it come with instructionsdoes it hurt when you chewdoes it hurt when you swallowdoes it need to be cookeddoes it ring a belldoes not applydoes not equaldoes someone here speak englishdoedoernotnot a bitnot a bloody soulnot a dogs chancenot a dregnot a fewnot a jotnot a littlenot a mite leftnot a patch onnono absorbable sutures materialsno accessno access to car decksno account