dock line in ne demek?
- Kundak hat girişi
kundak
- Yeni doğmuş çocuğu ilk aylarda sıkıca sarıp sarmalamaya yarayan geniş bez
- Kundağa sarılmış bebek
- Saçları yemeninin içine alıp bağlama.
- Korunmak için sıkı sıkıya sarılmış şey.
- Yangın çıkarmak için bir yere konulan tutuşmuş yağlı bez parçası vb
- Tüfek gibi bazı ateşli silahlarda bunları çeşitli yönlere çevirmeye yarayan, namlunun altında bulunan ağaç veya metal bölüm
- Arabalarda dingil yatağı.
- Ara bozma, fitne, fesat.
- Namlu ve kubuza yataklık eden ve namludaki fişek ateşlendiği zaman meydana gelen geri tepmeyi omza ileten, ahşap, plastik vb. malzemeden yapılmış parça.
- Küçük çocukları sıkı bağlamaya yarıyan bezler takımı.
dock line
- Hat tak
dock land
- Rıhtım
line
- Dizi, sıra
- Kuyruk, sıra
- Dize
- Hat
- Çizgi, yol, hat
- Çizmek, çizgi çizmek
- Satır
- Ip, sicim
- Iplik
- Içine astar koymak, astarlamak
in
- Yaban hayvanlarının kendilerine yuva edindikleri kovuk.
- Mağara.
- İnsan.
- Bkz. kovuk, mağara.
- Koyun pisliği
- (edat) içinde, -de, -da
- Lair.
- Cave.
- Hole.
- Burrow.