doğrularak oturmak ne demek?
- Sit up.
sit
- Tarih öncesinden günümüze kadar değişik çağların ve uygarlıkların kültür değerlerini temsil eden eser veya kalıntı.
- Bazı ayrıcalıklar dışında olgunlaşmamış bir hücreyi belirten son ek
- 3d pers.
- Sing.
- Pres.
- Of Sit, for sitteth.
- To suit ; to become.
- Be in session; 'When does the court of law sit?' sit around, often unused; 'The object sat in the corner'.
- Be seated.
- Sit around, often unused; 'The object sat in the corner'.
doğrular arasındaki uzaklık
- ( )
- Distance between lines.
doğrular demeti
- Bir ortak noktası olan doğrular kümesi.
- Pencil of lines.
- Faisceau de droits
oturmak
- Vücudun belden yukarısı dik duracak biçimde ağırlığı kaba etlere vererek bir yere yerleşmek
- Bu biçimde yerleştiği yerde kalmak
- Uygun gelmek, ölçüleri tam olmak
- Bir yerde sürekli olarak kalmak, ikamet etmek
- Hiçbir iş yapmadan boş vakit geçirmek, boş durmak.
- Toprak veya yapı çökmek, aşağı inmek.
- Biriyle beraber yaşamak
- Bir işi yapmakta olmak, bir işe başlamak üzere olmak
- Sit down.
- Be seated.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
doğrular arasındaki uzaklıkdoğrular demetidoğrular yöntemidoğruladoğrulamdoğrulam kuramıdoğrulamadoğrulama ekranıdoğruloturmakoturmakçıoturmaoturma alanioturma belgesioturma bildirgesioturma bildirimioturoturacağı yeri ayarlamakoturacakoturacak yeroturacak yer sağlamaotu biçip kurutmakotu çek, köküne bakotuk