oturmakçı ne demek?
- Misafir, konuk.
- Guest.
oturmak
- Vücudun belden yukarısı dik duracak biçimde ağırlığı kaba etlere vererek bir yere yerleşmek
- Bu biçimde yerleştiği yerde kalmak
- Uygun gelmek, ölçüleri tam olmak
- Bir yerde sürekli olarak kalmak, ikamet etmek
- Hiçbir iş yapmadan boş vakit geçirmek, boş durmak.
- Toprak veya yapı çökmek, aşağı inmek.
- Biriyle beraber yaşamak
- Bir işi yapmakta olmak, bir işe başlamak üzere olmak
- Sit down.
- Be seated.
oturma
- Kısa süre için konukluğa gitme
- Oturmak işi.
- Sitting.
- Staying.
- Stay.
- Residence.
- Occupation.
- Inhabitation.
- Living.
- Habitation.