doğru bulmak ne demek?
- Uygun görmek, onamak.
- To approve.
uygun
- Yakışır, yaraşır, uz, mutabık, mütenasip
- Orantılı, oranlı
- Avantajlı
- Elverişli, yarar, müsait, muvafık.
- Yararlı.
- Ucuz, ekonomik
- Suitable.
- Agreeable.
- Conformable.
- Appropriate.
doğru bağıntı
- Bağımlı değişkende, bağımsız değişkendeki değişmelerle eş yönde değişmeler yaratan olumlu bağıntı, bkz. ters bağıntı.
- Direct correlation.
doğru biçimde
- Aright.
bulmak
- Arayarak veya aramadan bir şeyle, bir kimse ile karşılaşmak
- Bir şeyi elde etmek.
- Kaybedilen bir şeyi yeniden ele geçirmek.
- Varlığı bilinmeyen bir şeyi ortaya çıkarmak, keşfetmek
- İlk kez yeni bir şey yaratmak, icat etmek.
- İstenilen şeye kavuşmak, nail olmak
- Bir yere, bir noktaya erişmek, ulaşmak
- Herhangi bir görüşe, bir yargıya varmak
- Invent.
- Discover.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
doğru bağıntıdoğru biçimdedoğru bildiği yoldan ayrılmamakdoğru bilgidoğru bilinmeyince eğri bilinmezdoğrudoğru açıdoğru akımdoğru akıma çevirmedoğru akıma çevirmekdoğramdoğram doğramdoğramadoğrama dişidoğrama işibulmakbulmabulma seçenekleribulma siniribulmacabulmaca çözmekbulbul açbul headedbul kurma sihirbazıbul rush