dikeç sınırları ne demek?
- Column boundaries.
column
- Bkz. kolon
- Sütun, basamak, direk
- Bir yazarın gazete veya dergide muntazaman ve aynı başlık altında çıkan yazısı, fıkra
dikeç
- Bağ çubuğu dikmek için delik açmaya yarayan demir.
- Kazık, sırık, ağaç çubuk.
- Bir dizeyde düşey doğrultuda iki öğelerin oluşturduğu dik sıralardan her biri. anlamdaş dizey diked.
- Bir dizeyde düşey doğrultuda iki öğelerin oluşturduğu dik sıralardan her biri. anlamdaş dizey diked.
- Dikey.
- Column.
- Säule, Spalte
- Colonne
dikeç başlığı
- Bir çizelgedeki dikeçlerde yer alan değerlerin ilişkin olduğu değişken ya da değişken bölümlerini gösterir başlık.
- Caption.
- Column heading.
sınır
- Komşu il, ilçe, köy veya kişilerin topraklarını birbirinden ayıran çizgi.
- Bir şeyin yayılabileceği veya genişleyebileceği son çizgi, uç.
- Uç, son.
- İki komşu devletin topraklarını birbirinden ayıran çizgi, hudut.
- Frontier.
- Border.
- Borderline.
- Boundary.
- Limit.
- Borderland.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
dikeçdikeç başlığıdikeç değeri yönergeleridikeç genişliğidikeç grafiğidikeç hizalamadikeç imidikeç kertesidikeç sonudikedike dykedike reevedikdik açıdik açılıdik alasıdik ark izsınırları çizilen kısımsınırları gizlesınırları içinde tutmaksınırları zorlasınırlarını çizmeksınırlasınırlamasınırlama durumusınırlama ekisınırlama getirmek