sınırlama ne demek?
- Sınırlamak işi.
- Tahdîd.
Localisation.
Clampdown.
Confinement.
Limitation.
Qualification.
Restraint.
Restriction.
Circumscription.
Condition.
Curb.
Curbing.
Delimitation.
Determination.
Localization.
Restraining.
sınırlamak
- Sınırını çizmek, sınırını belirtmek veya belirlemek.
- Belli bir sınır içinde bırakmak, belirlemek.
- Tahdîd etmek.
Limit.
Bound.
Restrict.
To border.
To limit.
To restrict.
To define.
sınırlama durumu
- + GA > + A yönelme durumu eki ile + ÇA eşitlik durumu ekinin birlikte kullanılması ile oluşan, mekânda ve zamanda sınırlama gösteren durum. Örnekler için bk. sınırlama eki.
Limitative case.
Cas limitative
sınırlama eki
- İsimlere yönelme ekinden sonra gelerek mekânda ve zamanda sınırlama gösteren ek: + GAÇA <+GA + ÇA eki. Eski ve Orta Türkçede nispeten canlıdır. Türkiye dışı yazı dillerinde ve lehçelerde devam etmektedir. Türkiye Türkçesinde yerini +A kadar, +A dek edatlarına bırakmıştır. Ancak, bazı Anadolu Ağızlarında yine de canlı bir kullanılışa sahiptir: ET. Bilge Tonyukuk altun yışgaça «Altun yışa kadar» keltimiz; Oğuz Kağan Destanında: ta kün batusıgaça tegen erdi; oklarını kökkeçe atuñ; Çağ, emdigeçe «şimdiye kadar»; EAT. beş yılgaça «beş yıla kadar»; Kaz. tüngeçe «geceye kadar», yazgaça «yaza kadar». Bar. Tara. Tob. on yeşkeçe «on yaşına kadar»; Anadolu ağızları şindiyece (Siv., Tok.), o zamanaca (Kay.), bu vahtaca (Kır.); ahşamaca (Mal.); ãşamaca (Yoz.); yassıyacaV, şafağacaV (Mal.); gışacan (Afyon, Afyon ağzı); savaVacan «sabaha kadar, Kars» vb.
Limitative.
Limitative