devran sürmek ne demek?
- Mutlu bir şekilde egemen olmak
devran
- Dünya.
- Kader, talih.
- Zaman, çağ.
- Bk. dönmek
- Felek.
- Yazgı.
- Devir, felek.
- Time, times.
- Wheel of fortune, fate.
devranı
- Deverana ait ve müteallik. (Osmanlıca'da yazılışı: devranî)
sürmek
- Yönetip yürütmek, sevk etmek.
- Önüne katıp götürmek.
- Uzatmak, ileri doğru itmek
- Dokundurmak, değdirmek
- Oturduğu, bulunduğu yerden, ülkeden ceza olarak başka bir yer veya ülkeye göndermek, nefyetmek
- Bir maddeyi bir yüzey üzerine ince bir tabaka olarak yaymak, dökmek, serpmek
- Bir malı satışa sunmak, piyasaya çıkarmak
- Yasal olmayan yolla piyasaya para çıkarmak.
- Tutuklunun bu durumunun daha sürüp sürmeyeceği belli süreler içinde Sorgu Yargıçlığınca incelenerek, toplanan kanıtlara göre sanığın salıverilmesine yer olmadığının ve böylece tutukluğun uzamasının belirtilmesi ve uzaması.
- Sürüm işlemi.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
devrandevranıdevrakdevralandevralan kimsedevralındığı yerdevralmadevrdevr i batıldevr i devonıdevr i fetretdevr i ictimadevdev adam hastalığıdev adımdev adımlarıyla ilerlemekdev adımlarla ilerlemeksürmeksürmesürme camsürme çekmeksürme hastalığısürme kalaylamasısürmsürmanşetsürsür git devinimsür git hal kuramısür sil yöntemisürasüacsüalsüalpsüarsüb