defective colour vision ne demek?
- Renk görme sapaklıkları
renk
- Cisimler tarafından yansılanan ışığın gözde oluşturduğu duyum
- Nitelik.
- Belirli dalga uzunluğundaki elektromıknatıs ışınımın gözün ağkatında yarattığı etkinin, merkez sinir dizgesince yorumundan doğan durum.
- Duyulanmanın niteliğinde, ışığın tayfsal bileşim ayrımlarının doğurabilecekleriyle aynı cinsten olan ayrımları gözlemeyi ve ayırt etmeyi sağlayan, görsel bir duyulanmanın belirtisi, ıralayıcı niteliği.
- "1" de tanımlanan görsel duyulanmayı doğuran ışık uyartılarının (ışık kaynağı ya da nesne) ıralayıcı niteliği.
- '1" ya da "2" de tanımlanan ama, siyah, gri, beyaz gibi görüler dışında kalan ve birrenksel doymuşluğu olan kırmızı, yeşil, mavi vb. görülerle sınırlanan ıralayıcı nitelik, bkz. algısalrenk, ruhfizikselrenk.
- Doğrudan ya da üzerine düştüğü nesnelerde yansıma, kırılma, soğurulma gibi olaylar sonucu göze ulaşan ışığın, dalga boyuna göre bilinçte uyandırdığı imge.
- Belli bir dalga boyundaki elektromıknatıssal ışınımın niteliği.
- Bulanık su.
- Color.
defective
- Bkz. defektif
- Kusurlu, sakat, eksik, noksan
- Bazı çekim şekilleri kullanılmayan
- Arızalı, yetersiz
defective constitution
- Sağlıksız
- Sağlığa zararlı
colour
- Dış görünüş
- Abartmak, çarpıtmak
- Yüz rengi
- Bet beniz, boya
- Canlılık, coşkunluk
- Renk katmak
- Kızarmak, saptırmak
- Renklendirmek
- Renk vermek, boyamak
- Renk, ten rengi
vision
- Görüş
- Görme kuvveti
- Görme
- Önsezi
- Hayal, imgelem
- Kuruntu, evham, kuruntuya dayanan şey
- Hayal gibi görmek
Türetilmiş Kelimeler (bis)
defectivedefective constitutiondefective disk trackdefective fabricdefective goodsdefective in moral sensedefective infrastructuredefective interfering particlesdefective interferring mutantsdefective memorydefectiondefectdefect coagulapathydefect in characterdefect numberdefect of formcolourcolour adaptationcolour anodizingcolour atlascolour balancecolour barcolour barscolour blendingcolour blindcolour blindnesscolo redcolo u rscolobomacolobus guerezacolocasia esculenta