renk ne demek?
- Cisimler tarafından yansılanan ışığın gözde oluşturduğu duyum
Birisi sütsüz çikolata renginde, uzun boylu, geniş omuzlu, Amerikan boksörlerine benziyordu.
A. Gündüz - Nitelik.
- Belirli dalga uzunluğundaki elektromıknatıs ışınımın gözün ağkatında yarattığı etkinin, merkez sinir dizgesince yorumundan doğan durum.
- Duyulanmanın niteliğinde, ışığın tayfsal bileşim ayrımlarının doğurabilecekleriyle aynı cinsten olan ayrımları gözlemeyi ve ayırt etmeyi sağlayan, görsel bir duyulanmanın belirtisi, ıralayıcı niteliği.
- "1" de tanımlanan görsel duyulanmayı doğuran ışık uyartılarının (ışık kaynağı ya da nesne) ıralayıcı niteliği.
- '1" ya da "2" de tanımlanan ama, siyah, gri, beyaz gibi görüler dışında kalan ve birrenksel doymuşluğu olan kırmızı, yeşil, mavi vb. görülerle sınırlanan ıralayıcı nitelik, bkz. algısalrenk, ruhfizikselrenk.
- Doğrudan ya da üzerine düştüğü nesnelerde yansıma, kırılma, soğurulma gibi olaylar sonucu göze ulaşan ışığın, dalga boyuna göre bilinçte uyandırdığı imge.
- Belli bir dalga boyundaki elektromıknatıssal ışınımın niteliği.
- Bulanık su.
- Color.
- Colour (ABD: color).
- Coloring.
- Colouring.
- Colour.
- Complexion.
- Tint.
- Tincture.
- Flush.
- Sort.
- Kind.
- Variety.
- Farbe
- Couleur
renk parlaklık diyagramı
- Çok sayıda yıldızı içine alan bir topluluk ya da kümede, yıldızların renk ölçeklerini yataykon (apsis), salt parlaklıklarını düşeykon (ordinat) alıp yıldızların her birini birer nokta ile göstererek elde edilen dağılım, (bk. şekil R. 21)
- Colour-magnitude diagram.
- Diagramme couleur-magnetude
renk açıcı
- Ağacın rengini açmada kullanılan kuzukulağı asidi, tuz asidi, kükürt dioksit, sodyum peroksit, perhidrol vb. gereçlere verilen ad.
- Bleichmittel