değirmenden geçirmek ne demek?
- Mill
mill
- Doların binde biri, sentin onda biri.
- Öğütmek, çırpmak, tırtıklamak, çentiklemek
- Değirmende öğütmek, çekmek
- Değirmenden geçirmek
- (paranın kenarını) diş diş yapmak
- Dövüp köpürtmek (çikolatab.)
- Koyun sürüsü gibi birbirine sokularak bir merkez etrafında dönmek.
- Değirmen
- El değirmeni
- Fabrika, imalâthane
değirmenden gelenden poğaça umarlar
- Başka bir yerden gelen kimseden, geldiği yerle ilgili, küçük de olsa bir armağan beklenir.
değirmendere fındığı
- İnce kabuklu, uzunca, yağı az ve taze taze tüketilen bir tür fındık.
geçirmek
- Geçme işini yaptırmak, geçmesini sağlamak.
- Bir şeyi bir yandan öbür yana götürmek
- Bir şeyi bir yerden başka yere taşımak, nakletmek.
- Tespit etmek, yazmak, kaydetmek
- Bir şeyi kendisine ayrılmış olan yere yerleştirmek, takmak
- Yola çıkan birini uğurlamaya gitmek, selametlemek, teşyi etmek.
- Bir süre yaşamak, oturmak, kalmak
- Giymek, giyinmek
- See smb.
- To the door.