dağ taş gezmek ne demek?
- Çok dolaşmak, engebeli yerlerde dolaşmak.
Zaten bugün sizinle dağ taş gezecek dermanım da yok dedi.
S. Ayverdi
dağ taş
- Şehir dışındaki her yer.
- Çok fazla.
dağ
- Yer kabuğunun çıkıntılı, yüksek, eğimli yamaçlarıyla çevresine hâkim ve oldukça geniş bir alana yayılan bölümleri.
- Kızgın bir demirle vurulan damga, nişan.
- İyileştirmek için vücudun hastalıklı bölümünde kızgın bir araçla yapılan yanık.
- Büyük üzüntü, acı
- Yerkabuğunun çıkıntılı, yüksek; eğimli yamaçlarıyla çevresine egemen ve oldukça geniş bir alana yayılan bölümlerine verilen ad.
- Çevresindeki araziye göre çok yüksek olan toprak, kaya veya kumdan tepe.
- Orman.
- Mountain.
- Montane.
- Mount.
taş
- Kimyasal veya fiziksel durumu değişiklikler gösteren, rengini içindeki maden, tuz ve oksitlerden alan sert ve katı madde.
- Bu maddeden yapılmış, bu maddeden oluşmuş.
- Bazı yerlerde ve işlerde kullanılmak için bu maddeden özel olarak hazırlanmış malzeme
- Yapı işlerinde kullanılmak için bu maddeden hazırlanmış malzeme
- Mücevherlerde kullanılan yüksek değerli cevher.
- Dama, domino vb. oyunlarda kullanılan metal, kemik, plastik veya tahta parçalardan her biri.
- Bazı organların içinde, özellikle idrar kesesi vb.nde oluşan, türlü biçim ve hacimdeki katı madde.
- Bazı kütlelerden kopan veya koparılan parça.
- Bkz. kayaç.
- Kimyasal veya fiziksel özellikleri değişiklikler gösteren, rengini içindeki maden, tuz ve oksitlerden alan, sert ve katı madde.
gezmek
- Hava alma, hoş vakit geçirme vb. amaçlarla bir yere gitmek, seyran etmek
- Bir yerde dolaşmak, yürümek
- Gitmek, başvurmak.
- Bulunmak.
- Bir yeri görüp incelemek.
- Hasta ayağa kalkmak.
- Herhangi bir biçimde gezinmek.
- Bir yerde gezi yapmak.
- Walk.
- Wander.