gezmek ne demek?
- Hava alma, hoş vakit geçirme vb. amaçlarla bir yere gitmek, seyran etmek
Tek başına buralarda gezdiği hâlde aradığını bulamıyordu.
O. C. Kaygılı - Bir yerde dolaşmak, yürümek
Kunduralarını çıkarır, satar, yalın ayak gezerdi.
S. F. Abasıyanık - Gitmek, başvurmak.
- Bulunmak.
- Bir yeri görüp incelemek.
- Hasta ayağa kalkmak.
- Herhangi bir biçimde gezinmek.
- Bir yerde gezi yapmak.
- Walk.
- Wander.
- Go about.
- Hike.
- Itinerate.
- Travel.
- Tour.
- Visit.
- Wander in.
- Browse around.
- Get about.
- Jaunt.
- Knock about.
- Knock around.
- Perambulate.
- Peregrinate.
- Promenade.
- Range.
- Rove.
- Ramble.
- Roll.
- To walk.
- To stroll.
- To move around.
- To go on a pleasure trip.
- To go out.
- To tour (a place.
- To walk around a place.
- To go.
- To travel.
- To range.
- To move.
- To hike.
- To roam.
- To cruise.
- To see over.
- To tramp.
- To promenade.
- Exercise.
- Joy ride.
- Look round.
gezmek için en iyi nereye gidilir
- Where is the best place to go for a stroll.
gezme
- Gezmek işi, seyran.
- Jaunt.
- Locomotion.
- Perambulation.
- Peregrination.
- Roam.
- Walk.
- Trip.
- Voyage.
- Travel.