dağın tepesi ne demek?
- Mountain peak
mountain
- Dağ
- Yığın, dağ kadar büyük şey
- Azman
dağınık
- Geniş bir alana yayılmış olan.
- Bir arada olmayan, birbiriyle bağlantısız.
- Düzeni bozuk, düzensiz, karışık
- Hoş görünmeyen, uyumsuz
- Düşüncelerini toparlayamayan.
- Scattered.
- Dispersed.
- Untidy.
- Out of trim.
- Messy.
dağınık aydınlatma
- Görünçlüğün dağınık ışıkla aydınlatılması.
- Ambient lighting.
- Atmosphärische Beleuchtung
- Éclairage en lumière ambiance, éclairage ambient
tepe
- Bir şeyin en üstteki bölümü
- Bir yerin, bir nesnenin vb.nin üstü, tam hizası
- Birinin yanı başı, baş ucu.
- Başın üst, kafatasının iki kulak arasında kalan bölümü
- Yüksekliği genellikle birkaç yüz metreyi geçmeyen, çok kez tek başına, yamaçları yatık yer biçimi
- Çokgende veya çok yüzlüde köşelerden her biri.
- İkizkenar bir üçgende eşit kenarların kesişme noktası.
- Bakışım ekseni bulunan bir eğrinin veya yüzeyin bu eksenle kesişme noktalarından her biri.
- Bağılyüksekliği genellikle birkaç yüz metreyi geçmeyen, çok kez tek başına, yamaçları yatık yer biçimine verilen ad.
- Bk. doruk
Türetilmiş Kelimeler (bis)
dağınıkdağınık aydınlatmadağınık bırakmakdağınık fazdağınık gözenekdağınık ısımdağınık ışıkdağınık iskandağınık mesamatdağınık olarakdağıldağılabilirdağılabilirlikdağılandağılan faztepesi aşağı gitmektepesi atmatepesi atmaktepesi atmıştepesi çok çabuk atmaktepesi delikli biberliktepesi kapaklı yeraltı zindanıtepesi kesiktepesi üstütepesindetepetepe açısıtepe aşağıtepe biçiminde mezartepe boşluğu