dırdır etmek ne demek?
- Rahatsız edecek şekilde söyleyip durmak; gereksiz ve uzun konuşmak.
Bellyache.
Bitch.
Carp.
Crab.
Grouch.
Grouse.
Mouth.
Rabbit.
Squawk.
Whine.
Quetch.
dırdır
- Bezginlik verecek biçimde söylenen söz.
Perpetual complaint.
Beef.
Bellyache.
Grouch.
Grumble.
Moan.
Nagging.
Squawk.
Whine.
dırdırcı
- Bezdirici söz etme alışkanlığı olan, geveze, yerli yersiz konuşan (kimse)
Grumpy, rattle pated.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
Step.
Say.