düzme ne demek?
- Düzmek işi.
- Gerçek olmayan, aslına benzetilerek uydurulan, uydurma, sahte.
- Seeming / spurious argument.
- False.
- Arranging.
- Arrangement.
- Collecting.
- Collection.
- Fake.
- Forged.
- Assembling.
- Mounting.
- Rigging.
- Setting up.
- Composing.
- Composition.
- Fitting.
- Equipping.
- Pitching.
- Artificial.
düzmek
- Bir gereksinimi karşılamak amacıyla birçok şeyi birbirini tamamlayacak biçimde bir araya getirmek
- Düzene sokmak, düzene koymak, sıralamak, elverişli, uygun bir duruma getirmek.
- Yaratmak, oluşturmak, meydana getirmek
- Uydurmak.
- Cinsel ilişkide bulunmak.
- Prepare.
- Fuck.
- Knock off.
- Invent.
- To arrange.
düzme çıkıt imleri
- Bir malın çıktığı yerden başka bir yeri çıkıt olarak gösterme amacı ile kullanılan imler.
- False signs of origin.
- Fauses indications d'origine
düzme çıkıt yeri
- Bir malın başka bir yerde çıkmış gibi gösterilmesi (Yunanistan'dan ihraç olunan incirlerin Türk malı olarak tanıtılması gibi).
- False place of origin.
- Faussex lieu d'origine