dürüst davranmak ne demek?
Level with smb.
level
- Düz yüzey haline getirmek
- Muvazeneli, muntazam
- Seviye, kademe
- Düzey
- Nişan almak
- Tesviye aleti
- Yatay hat, yüzey
- İrtifa sathı
- Derece
- Düz, düzlem, yatay, ufki
dürüst davranış
Plain dealing.
dürüst
- Sözünde ve davranışlarında doğruluktan ayrılmayan, doğru (kimse)
- Kurallara uygun, yanlışsız
- Bütün, tam.
- Doğru, düzgün, sağlam.
- Sıhhati yerinde, sağ, sahih, salim.
Honest.
Straightforward.
Above-board.
Conscientious.
Right-minded.
davranmak
- Bir kimseye veya bir şeye karşı belli tavır takınmak
- Bir şeye el atmak, girişmek
- Bir işi yapmaya hazır olmak, hazırlanmak
Behave.
Treat.
Conduct oneself.
Proceed.
Bear oneself.
Comport oneself.
Cut up.