davranmak ne demek?
- Bir kimseye veya bir şeye karşı belli tavır takınmak
Hiç gerekmezken dönüyor ve onu yeni görmüş gibi davranıyor.
T. Buğra - Bir şeye el atmak, girişmek
Polisi görünce kaçmaya davrandılar.
H. Taner - Bir işi yapmaya hazır olmak, hazırlanmak
Kalbine bu üzüntü düşünce duramadı, ayağa kalkıp gitmeye davrandı.
R. H. Karay Behave.
Treat.
Conduct oneself.
Proceed.
Bear oneself.
Comport oneself.
Cut up.
Demean oneself.
Deport oneself.
Do by.
Do to.
Conduct.
To act.
To behave.
To treat.
To behave toward.
To get ready for action.
Comport.
Deal.
Spurt.
Walk.
davranma
- Kımıldama!
- Davranmak işi.
[davranma] behavior, conduct, manner of acting.
davranma kılınışı
- Bkz. Kılınış.