düşüş uzaklığı ne demek?
Drop
drop
- Damlamak, düşmek, bitmek, kesilmek, dalmak, tutulmak, alçalmak, yavrulamak, damlatmak, düşürmek, atmak, söylemek, bırakmak, kesmek, ilişkisini kesmek, görüşmemek, çıkarmak, söyleyememek (harf), öldürmek
- Damla, katre
- Az miktarda herhangi bir şey, bir yudum içki
- Damla
- Damlaya benzeyen herhangi bir şey damla şeklinde küpe
- Akide şekeri
- Pastil
- Düşme sukut
- Asma tiyatro perdesi, pano
- Düşüş uzaklığı
düşüş
- Düşme işi veya biçimi.
- Atlamadan sonraki denetimlidüşüş.
Loss.
Crashing.
Crash.
Incident.
Downfall depression.
Downturn.
Shortfall.
Slippage.
düşü
Head pressure differential