drop ne demek?
- Damlamak, düşmek, bitmek, kesilmek, dalmak, tutulmak, alçalmak, yavrulamak, damlatmak, düşürmek, atmak, söylemek, bırakmak, kesmek, ilişkisini kesmek, görüşmemek, çıkarmak, söyleyememek (harf), öldürmek
- Damla, katre
- Az miktarda herhangi bir şey, bir yudum içki
- Damla
- Damlaya benzeyen herhangi bir şey damla şeklinde küpe
- Akide şekeri
- Pastil
- Düşme sukut
- Asma tiyatro perdesi, pano
- Düşüş uzaklığı
- Sarp yamaç
- Paraşütle atlama, paraşütle bir defada atlayan asker sayısı
- (ped veya -t, ping) damlatmak
- Elinden bırakıp düşürmek
- Serpmek
- Yol vermek, salıvermek, bırakmak
- Yazıda, örgüde satır veya ilmik atlamak
- İndirmek, geride bırakmak
- Damlamak
- Düşmek, birdenbire inmek
- Düşüp ölmek, ölü gibi düşmek
- Argo kumarda para kaybetmek
- (hayvan) doğurmak
drop a brick
- Çam devirmek, pot kırmak
drop a clanger
- Çam devirmek, gaf yapmak, pot kırmak