dökme ne demek?
- Dökmek işi.
- Bir yerden bir yere dökülen, aktarılan.
- Kapların içinde olmayan, yığın biçiminde ortaya dökülmüş olan.
- Kalıba dökülmek yoluyla yapılmış.
Molten.
Pouring.
In bulk.
Spilth.
Casting.
Poured.
Cast.
Bulk.
Font.
Spill.
Spilling.
Cast piece.
Cast iron.
Dumped.
Founding.
Found.
Infusion.
Dumping.
dökmek
- Sıvı veya tane durumunda olan şeyleri bulundukları kaptan başka bir yere boşaltmak
- Belli bir yere boşaltmak.
- Akıtmak, düşürmek
- Saçmak, serpmek.
- Salmak, bırakmak.
- Üstünde bulunan bir şeyi düşürmek
- Teninde kızamık, kızıl, suçiçeği hastalıklarında olduğu gibi kırmızı lekeler çıkmak.
- Maden, mum eriyiği veya çimento, alçı vb.ni kalıba akıtarak biçim vermek, döküm yapmak
Dump.
Effuse.
dökme akıtma
Effusion
dökme bronz
Cast bronze.