consisting in ne demek?
- Bağlı bulun(mak)
bağlı
- Bir bağ ile tutturulmuş olan
- Gerçekleşmesi bir şartı gerektiren, vabeste
- Sınırlanmış, sınırlı.
- Kapatılmış olan, kapalı.
- Bir kuruluşun yetkisi altında bulunan.
- Sadık
- Bir kimseye, bir düşünceye, bir hatıraya saygı, aşk vb. duygularla bağlanan, tutkun.
- Halk inanışına göre, büyü etkisiyle cinsel güçten yoksun edilmiş (erkek).
- Mülzem.
- İki parçanın, aracın vb. birbirine eklenmiş olma durumu.
consisting of
- Içer(mek)
consisting of forty
- Kırklık
in
- Yaban hayvanlarının kendilerine yuva edindikleri kovuk.
- Mağara.
- İnsan.
- Bkz. kovuk, mağara.
- Koyun pisliği
- (edat) içinde, -de, -da
Lair.
Cave.
Hole.
Burrow.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
consisting ofconsisting of fortyconsisting of several piecesconsisting of single piececonsisting of three partsconsistingconsistconsist inconsist ofconsist of toconsistedinin a bad conditionin a bad fixin a bad lightin a bad moodin a bad temperin a bad wayin a big hurryin a big wayin a bodyii 0i accepti adore youi agree