conclusive evidence ne demek?
- Kesin kanıt
- Müspet delil
- İddiayı sonuca ulaştıran kanıt
kesin
- Kati, maktu
- Şüphe ve duraksamaya yer bırakmayan veya geri dönülmeyen
- Kesinlikle
- Değişmez, mutlak
- For certain.
- Clean- cut.
- Clear.
- Crisp.
- Determinate.
- Distinct.
conclusive
- Son, kesin, kati, inandırıcı
- Kesin
- Kati, son, nihai
- Ikna edici.
conclusive argument
- Beyyine
evidence
- Kanıt
- Kanıtlamak, ispatlamak
- Delil, şehadet, ispat, tanıt
- Vuzuh, açıklık, aydınlık
- Şahit, tanık
- Belirtmek, açıklamak, göstermek
- Tasrih etmek, tavzih etmek
- İspat etmek