evidda ne demek?
- Ahbablar. Halis ve sadık dostlar.
evidence
- Kanıt
- Kanıtlamak, ispatlamak
- Delil, şehadet, ispat, tanıt
- Vuzuh, açıklık, aydınlık
- Şahit, tanık
- Belirtmek, açıklamak, göstermek
- Tasrih etmek, tavzih etmek
- İspat etmek
evidence aliunde
- Dış kaynaklardan sağlanan kanıt
- Harici kanıt