buruntu ne demek?
- Buru, sancı, bağırsak bozukluğu
Sus! Buruntu geçiriyorum, azıcık kıpırdansam falya.
H. R. Gürpınar - Ağrılı ıkınma.
- Tenesmus.
- Spasm of the colon.
burun
- Alınla üst dudak arasında bulunan, çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı.
- Bazı şeylerin ön ve sivri bölümü.
- Kibir, büyüklenme.
- Karanın, özellikle yüksek ve dağlık kıyılarda, türlü biçimlerde denize uzanmış bölümü
- Omurgalı hayvanlarda kısmen koklama sinirlerini taşıyan mukoza zarı ile örtülü bir çiftburun boşluğunu içine alan koku alma organı.
- Koku almaya yarayan, kıkırdak ve kemikten yapılmış organ, nazus.
- Nasal.
- Rhinal.
- Nose.
- Smeller.
burun ahtapotu
- burunda et büyümesinden kaynaklanan bu hastalığa tıp dilinde adenoid ve polip denir. hastanın burnundan soluması güçleşir. daha çok ağzından nefes alıp verir.