buruşuk ne demek?
- Gerginliği, düzgünlüğü kalmamış, buruşmuş olan.
- Buruşmaya uğramış olan.
- Wizened.
- Crinkly.
- Wrinkled.
- Crumpled.
- Puckered.
- Ruffled.
- Crease.
- Crinkle.
- Crinky.
- Crisp.
- Furrow.
- Wrinkle.
buruşuk kuzu kulağı
- Yapısında önemli miktarda oksalat kapsayan zehirli bir bitki, labada.
- Rumex crispus
buruşukça
- Biraz buruşuk olan, pek düzgün olmayan.
- Sıfat (buruşu'kça).