budak özü ne demek?

  1. Taze sürgün.

taze

  1. Bozulmamış, bayatlamamış olan
  2. Dinç, yıpranmamış, yorulmamış
  3. Kuru olmayan, körpe, kuru karşıtı
  4. Yeni, zamanı geçmemiş
  5. Genç kadın
  6. körpe, genç
  7. Yeni, körpe, genç.
  8. Yeni kesilmiş, bayatlamamış, taravetli, buruşmamış.
  9. (en)Fresh.
  10. (en)Green.

budak çürüğü

  1. Kırılan dalların budak yerlerinin temizlenip düzeltilmemesi halinde mantar ye nemin gövdede ilerleyip oluşturduğu çürüklük.
  2. Bk. budak çürüğü
  3. (al)Astfäule

budak delgisi

  1. Büyük delik delmek ve genellikle budakları yamamak için kullanılan, merkezleme uçlu ve çevre kesicili ağaç delgisi.
  2. (al)Astlochbohrer

öz

  1. Bir kimsenin benliği, kendi manevi varlığı, iç, nefis, derun, varoluş karşıtı
  2. "Kendine, kendi kendini" anlamlarında birleşik kelimeler türeten bir söz.
  3. Bir şeyin en kuvvetli veya kıvamlı bölümü, hülasa, zübde.
  4. Çıbanların içinde ölmüş dokudan oluşan irinle birlikte çıkan parça.
  5. Kendi, zat
  6. Bir şeyin temel ögesi, künh, zübde
  7. Bitkilerin kök, gövde ve dallarının boydan boya ortasında bulunan, hafif, gevrek ve çoğu yumuşak bölüm.
  8. Kan bağı ile bağlı olan, üvey olmayan
  9. İçine, arılığını, saflığını bozacak hiçbir şey karışmamış olan, saf, arı.
  10. Dere, çay.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

budak çürüğübudak delgisibudak deliğibudak gözübudak kümesibudakbudak makinesibudak matkabıbudak yeribudaklanmabudabuda dinibudacıkbudbud ı kutubbud ı zaviyevıbud stickbud u nebudözü alınmış taneözü olmaközü sözü birözüaközüdoğruözülgeözümözümlemeözümleme dokusuözümleme olayları bütünüözöz açıklamalıöz açınıköz ad bilgisiöz alt uzay
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın