öz ne demek?

  1. Bir kimsenin benliği, kendi manevi varlığı, iç, nefis, derun, varoluş karşıtı

    Bütün gün genç kızlar ilahiler söylemişlerdi.

    Ç. Altan

    Özünü bir yerde bırakıp sadece kalıbını gezdirmişti.

    H. Taner
  2. "Kendine, kendi kendini" anlamlarında birleşik kelimeler türeten bir söz.
  3. Bir şeyin en kuvvetli veya kıvamlı bölümü, hülasa, zübde.
  4. Çıbanların içinde ölmüş dokudan oluşan irinle birlikte çıkan parça.
  5. Kendi, zat

    Bir od düştü yanar tatlı özüme / Dünya zindan görünüyor gözüme.

    Karacaoğlan
  6. Bir şeyin temel ögesi, künh, zübde

    Ortalıktaki krizi sebep gösteriyorlar ama asıl kriz şirketin kendi özünde.

    A. Gündüz
  7. Bitkilerin kök, gövde ve dallarının boydan boya ortasında bulunan, hafif, gevrek ve çoğu yumuşak bölüm.
  8. Kan bağı ile bağlı olan, üvey olmayan

    Çocuğun bu yalanı bir anda onu bana bir öz evlat sevgisiyle bağladı.

    R. N. Güntekin
  9. İçine, arılığını, saflığını bozacak hiçbir şey karışmamış olan, saf, arı.
  10. Dere, çay.
  11. Sulak, verimli yer.
  12. Varlığın aslını kuran şey; temelözellik. Karşıtı bk. ilinek.
  13. Bir şeyin ne olduğu, nasıl olduğu olgusu; bir şeyi o şey yapan, öyle oluşunu sağlayan şey; bir varlığın yapısını kuran şey. Karşıtı bk. varoluş.
  14. Kalıcı, değişmez olan, gelip geçici olmayan, her zaman var olmakta olan varlık. Karşıtı: Değişen, değişmekte olan varlıklar.
  15. Bir şeyin bireysel ve gerçek olan kendineözgü biçimi; kendineözgü belirtisi.
  16. Fizikötesinin konusu olarak: Kendinde varlık. Karşıtı bk. görüngü.
  17. İç, çekirdek. Karşıtı: dış, kabuk.
  18. Bkz.özetçe,öz.
  19. Element veya radikalin daha düşük yükseltgenme basamağına sahip olduğunu gösteren son ek. örneğin; ferröz (demir-II-).
  20. Embriyo.
  21. Pulpa.
  22. Çekirdek.
  23. (en)Embryo.
  24. (en)Compact.
  25. (en)Compendious.
  26. (en)Full.
  27. (en)Genuine.
  28. (en)German.
  29. (en)Whole.
  30. (en)Self.
  31. (en)Marrow.
  32. (en)Essence.
  33. (en)Cream.
  34. (en)Substance.
  35. (en)Kernel.
  36. (en)Extract.
  37. (en)Essential oil.
  38. (en)Extraction.
  39. (en)Quintessence.
  40. (en)Distillate.
  41. (en)Distillation.
  42. (en)Content.
  43. (en)Core.
  44. (en)Elixir.
  45. (en)Entity.
  46. (en)Epitome.
  47. (en)Gist.
  48. (en)Goodness.
  49. (en)Heartbeat.
  50. (en)Base.
  51. (en)Essential.
  52. (en)Guarded.
  53. (en)Guts.
  54. (en)Meat.
  55. (en)Nucleus.
  56. (en)Pith.
  57. (en)Soul.
  58. (en)Spirit.
  59. (en)Element.
  60. (en)Elementary.
  61. (en)Heart.
  62. (en)Abstract.
  63. (en)Summary.
  64. (en)Plasma.
  65. (en)Medulla.
  66. (en)Germ.
  67. (en)Syllabus.
  68. (en)Synopsis.
  69. (en)Category.
  70. (en)Kern.
  71. (en)Origin.
  72. (en)Digest.
  73. (en)Proper.
  74. (en)Specific.
  75. (en)Special.
  76. (en)Private.
  77. (en)Personal.
  78. (en)Privy.
  79. (en)Original.
  80. (fr)Essence
  81. (la)Essentia

öz açıklamalı

  1. (en)Self explanatory.

öz açınık

  1. Bkz. Tarafsız açınık.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

öz açıklamalıöz açınıköz ad bilgisiöz alt uzayöz altkümeöz anlamöz antijenöz arakonakçıöz ayarlamaöz bağışıklıköö.a.öadrenokortisizimöb çizelgesiöb eğrisi
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın