buckled ne demek?
- Bağlı
- Sıkıca tutturulmuş
- Toka ile tutturmak
- İliştirmek
- Bükmek, eğmek, eğilmek, boyun eğmek, yenilgiyi kabul etmek
bağlı
- Bir bağ ile tutturulmuş olan
- Gerçekleşmesi bir şartı gerektiren, vabeste
- Sınırlanmış, sınırlı.
- Kapatılmış olan, kapalı.
- Bir kuruluşun yetkisi altında bulunan.
- Sadık
- Bir kimseye, bir düşünceye, bir hatıraya saygı, aşk vb. duygularla bağlanan, tutkun.
- Halk inanışına göre, büyü etkisiyle cinsel güçten yoksun edilmiş (erkek).
- Mülzem.
- İki parçanın, aracın vb. birbirine eklenmiş olma durumu.
buckle
- Eğrilmek veya bükmek (madeni eşya)
- Boyun eğmek
- Yenilgiyi kabul etmek
- Toka, kopça
- Toka veya kopça ile tutturmak, iliştirmek
- Isı veya basınç ile bükülmek
- İliştirmek
buckle down
- Ciddiyetle/gayretle çalışmak.