bozulma boşalması ne demek?
Disruptive discharge
disruptive
- Bozucu, yıkıcı
- Karışıklığa sebebiyet veren
- Ezber bozan
- Yenilikçi
- Kargaşaya yol açan
- Rahatsız edici
- İşleri aksatan
- Parçalayıcı
bozulma
- Bozulmak işi.
- Bir radyo-televizyon yayınının alınışında, yararlı ime binen zararlı bir imin, ses ya da resmi etkilemesi durumu.
- Seslendirme ya da yayın dizgesinde, ses dalgasının uğradığı istenmeyen değişikliklerden dolayı, alınan ses ile yayınlanan ses arasındaki her türlü başkalık. TV
- Gıda maddelerinin gerek üretim hatası ve gerekse depolama koşullarının uygun olmaması nedeniyle fiziksel, kimyasal, mikrobiyolojik ve duyusal özelliklerinin tüketime engel olacak biçimde değişmesi, degradasyon.
Sound distortion, distortion,.
Scrambling.
Breakdown.
Spoilage, degradation.
Spoilage.
Decomposition.
bozulma bölgesi
- Konutların ve öbür toplumsal hizmetlerin düşük nitelikli olduğu, insanları arasında da hırsızlık, saldırı, cinsel sapma ve sapıtmalar gibi türlü toplumsal bozuklukların yaygın bulunduğu yerleşme (genellikle kent) bölgesi.
Area of deterioration.
Aire de détérioration
boşalma
- Boşalmak işi, inhilal
- Derdini birine açarak ferahlama, rahatlama.
- Elektrik yükünün başka bir iletkene geçişi veya sıfıra düşmesi.
- Orgazm. Spermin penisten dışarı atılması.
- Bir pilde biriken kimyasal erkenin elektrik erkesine dönüşmesi.
- Bir yoğunlaçta biriken elektrik yükünün bir dış devreye verilmesi
- Akımsakların elektrik yükünün azalması.
- Biriktirilmiş erkenin dizgeden dışarıya kaçışı.
Discharge, electrical discharge.
Ejaculation.