boşalma ne demek?
- Boşalmak işi, inhilal
Kadınların başlarında beyaz çatkılarla ilaç fabrikalarından sel köpüğü gibi taşıp boşalmalarını anlattı.
L. Tekin - Derdini birine açarak ferahlama, rahatlama.
Bir boşalmaya, ağız dolusu boşalmaya, soyundan başlayarak boşalmaya isteğim var ki boşalamazsam patlayacağım.
N. Hikmet - Orgazm. Spermin penisten dışarı atılması.
- Elektrik yükünün başka bir iletkene geçişi veya sıfıra düşmesi.
- Bir pilde biriken kimyasal erkenin elektrik erkesine dönüşmesi.
- Bir yoğunlaçta biriken elektrik yükünün bir dış devreye verilmesi
- Akımsakların elektrik yükünün azalması.
- Biriktirilmiş erkenin dizgeden dışarıya kaçışı.
- Discharge, electrical discharge.
- Ejaculation.
- Orgasm.
- Discharge.
- Empty.
- Climax.
- Shot.
- Evacuation.
- Coming off.
- Release.
- Unburdening.
- Discharging.
- Going dead.
- Eelektrische Entladung
- Entladen
- Décharge
boşalmak
- Boş duruma gelmek, içinde bir şey kalmamak, inhilal etmek.
- Dışarıya akmak, dökülmek.
- Gevşemek, açılmak
- Derdini, sıkıntısını birine anlatarak ferahlamak, deşarj olmak
- Hayvan, bağından kurtulmak.
- Empty.
- Discharge.
- Ejaculate.
- Cream.
- Exhaust.
boşalma oranı
- Discharge rate
boşalma sağaltımı
- Sağaltımcının gözetimi altında, hastaya saldırgan ve kırıcı eğilimlerini kolaylıkla açığa vurma olanağı vererek, ona rahatlık ve uyum kazandırma.