bow ne demek?
- Yay
- Başını eğerek selamlamak, reverans yapmak
- Eğmek, eğilmek, başla selamlamak, reverans yapmak, boyun eğmek; çekilmek
- Baş eğerek selamlama, reverans.
- Baş, pruva bowman baş tarafta kürek çeken adam
- Filikada pruvacı.
- Eğmek
- Başını eğdirmek
- Başını eğerek yol göstermek
- (ok atmak için) yay. (yaylı çalgı için) yay
- Ezmek
- Fiyonk
- Okçu
- Gökkuşağı
- Boyunduruk
- Kavis
yay
- Ok atmaya yarayan, iki ucu arasına kiriş gerilmiş, eğri ağaç veya metal çubuk.
- Farklı amaçlarla çeşitli biçimlerde yapılan esnek parça.
- Zemberek.
- Hallacın pamuk veya yünü atmak için tokmak yardımıyla kullandığı araç
- Bir çember üzerindeki iki nokta ile bu nokta arasındaki çember parçası.
- Bir eğriden alınan parça.
- Keman, viyolonsel vb. çalgılarda sürterek titreşim yoluyla ses çıkarmaya yarayan parça.
- Zodyak üzerinde Akrep ile Oğlak arasında bulunan burcun adı.
- Çember, elips, parabol gibi ağrilerin bir parçası.
- Çember, elips, parabol gibi ağrilerin bir parçası.
bow and arrow
- Yay ve ok
bow and scrape
- Yaltaklanmak, sahte bir saygı göstermek