bow for a violin ne demek?
- Kemane
kemane
- Keman ve kemençe yayı.
- Bir tür halk çalgısı.
- Delgi veya küçük torna çevirmek için kullanılan ok yayı biçimindeki araç.
- Ağaç gemilerde talimarın üst ucundaki kıvrım.
- Bk. yaya alma
- Keman veya kemençe yayı.
- Bow for a violin.
- Ship's headrail.
bow
- Yay
- Başını eğerek selamlamak, reverans yapmak
- Eğmek, eğilmek, başla selamlamak, reverans yapmak, boyun eğmek; çekilmek
- Baş eğerek selamlama, reverans.
- Baş, pruva bowman baş tarafta kürek çeken adam
- Filikada pruvacı.
- Eğmek
- Başını eğdirmek
- Başını eğerek yol göstermek
- (ok atmak için) yay. (yaylı çalgı için) yay
bow and arrow
- Yay ve ok
for
- Genellikle canlı hayvanlardan oluşan malların satıcı tarafından, alıcının belirlediği demiryolu istasyonunda teslim edilmesi yükümlülüğünü içeren bir teslim biçimi ve buna dayalı fiyat.
- Free on rail.
- Edat bağlaç için, -e
- Uğruna
- Şerefine
- -den dolayı sebebi ile, cihetten
- -e mukabil, karşı
- Uygun
- Yerine
- Hususunda, dair
a
- Ülke, kurum ve yatırım araçlarının yüksek güvenilirlik aralığını gösteren ve derecelendirme kuruluşu tarafından verilen not. A'nın sayıları arttıkça güvenilirlik derecesi yükselir; işaret değişiklikleri her bir konum için olumlu veya olumsuz gelişmelere işaret eder (AA, AAA, A+, AA- vb).
- Yunanca yokluk ifade eden ön ek.
- Amper.
- Anot.
- Angström.
- Argon simgesi. (II)
- Kazanılmış bağışıklık yetmezlik sendromu.
- Bk. adres çözünümü iletişim kuralı
- AIDS.
- Association of Research-based Pharmaceutical Companies.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
bowbow and arrowbow and scrapebow bellsbow compassbow downbow headbow inbow leggedbow legsbobo be brought upbo fonksiyonlar sınıfıbo function classbo inciriforfor ... personsfor a changefor a flashfor a little whilefor a long timefor a long whilefor a momentfor a short timefor a songfoafoalfoal heatfoalfootfoaling