boransü ne demek?
- Fırtına gibi asker.
- Boran-sü.
fırtına
- Yağmur ve kasırga getiren çok güçlü rüzgâr.
- Bu rüzgârın denizde veya kum çöllerinde yarattığı dalgalanma
- Güç atlatılan kötü durum
- Karşıt düşünce veya durumların yarattığı karışıklık, sıkıntı
- Saatteki hızı 70 mil olan rüzgâr.
- hızlı, çabuk,güçlü
- Şiddetli rüzgarla denizin dalgalanıp karışması.
- Storm.
- Gale.
- Tempest.
boran
- Boran Hatun, Emevi Halifesi Me'mun'un zevcesi.
- Rüzgâr, şimşek ve gök gürültüsü ile ortaya çıkan sağanak yağışlı hava olayı.
- Yeryüzünde bir noktada çekülün gösterdiği doğrultudaki alt yön.
- Gök gürültüsü, çakım ve yıldırım gibi elektrik olayları ve sağanak yağmuru ile karışık fırtına.
- Rüzgar, şimşek, gök gürültüsü, sağanak yağmurun birlikte olduğu iklim hadisesi.
- Yaban güvercini.
- Sis, duman.
- Felaket, bela.
- İç sıkıntısı.
- Bora.
boran cattle
- Boran sığırı