bora ne demek?
Kökeni: Türkçe
- Genellikle arkasından yağmur getiren sert rüzgâr.
Müthiş bir bora atlatmışlardı.
S. F. Abasıyanık - Dalmaçya kıyılarında kuzeyden esen soğuk ve kuru yerel rüzgar.
- Genellikle arkasından yağmur getiren sert ve şiddetli fırtına.
- Teneke dibinde kalan bulanık zeytinyağı.
- Araziden çıkan şiddetli rüzgar.
- Birdenbire çıkan fırtına.
- Erkek deve.
- Cold, often dry, northeasterly wind which blows, sometimes in violent gusts, down from mountains on the eastern shore of the Adriatic It also applies to cold, squally, downslope winds in other parts of the world.
- Regional downslope wind whose source is so cold that it is experienced as a cold wind, despite compression warming as it descends the lee slope of a mountain range.
- Term used to describe a katabatic wind in Yugoslavia.
- Squall.
- Tempest.
- Flurry.
- Gale.
- Gust.
- Fresh gale.
- Gust of wind.
- Hurricane.
- Lightning storm.
- Whole gale.
bora yemek
- Boraya yakalanmak, kaçamamak, kuytu bir yere sığınamamak.
boracic
- Borik, borakslı